Pandeminin beklenenden daha uzun sürmesi bıktırıcı, yıpratıcı bir sendroma dönüşmesine rağmen, olayın boyutu ve ciddiyeti hala anlaşılmamış gibi görünüyor. Oysa salgın belirsizlikleri beraberinde getirse de günlük alışkanlıklarımızı kalıcı olarak değiştirmeye başladı. Kilo verme döneminde vücudun gösterdiği direnç gibi kişilerin, firma ve kurumların direncini zamanla kırarak değişmeye ve daha radikal kararlar almaya itiyor.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson’un erken ve uygunsuz olarak yaptığı açıklamanın (sürü bağışıklığı) ne kadar doğru olduğunu şimdi daha iyi anlıyoruz. Gerçekten de virüs eninde sonunda herkese bulaşacak ve bağışıklık sistemi güçlü olanlar daha az etkilenecek olmayanlar ise maalesef tutunamayacak gibi görünüyor.
Çocukların nerdeyse etkilenmediği bu durum yaşlılarımızı korumaya zorluyor. Burada en önemli görev orta yaş grubu ve çalışanlara düşüyor. Eğer durum böyle ise yapılması gerekenler bu doğrultuda gerçekleşmeli, buna uygun kararlar alınmalı, uygulanmalı ve gerekirse bazı fedakarlıklarda bulunulmalıdır.
Diğer taraftan yaptırımlar, günlük davranış biçimleri, hijyen uygulamaları, belgelendirmeler, denetimler, maske kullanımı, sosyal mesafe ve hijyen uygulamalarının da net tarifi yapılamıyor. Aslında değişim dönemleri bazı kırılımların sonucunda gerçekleşiyor. İnsanlık olarak tam da bu kırılımın içindeyiz. Kişi, firma, kurum ve yönetimlerin bu doğrultuda kararlar almaları ve uygulamaları gerekiyor diyoruz ancak yine de tam olarak şudur! diyebilen kişi, uzman veya bir kurum henüz kendini gösterebilmiş değil.
O halde ortaya şöyle bir durum çıkıyor;
Belirsizliğin içindeki reaksiyonlar ile hareket ediyor ve günlük kararlar ile ilerliyoruz. Tüm bu olaylar şunu gösteriyor ki tıpkı bilim kurgu filmlerinde işlendiği gibi hayat kalanlar için devam ediyor ve insanlar belirsizliklerin içinde kendi yollarını buluyor ve reaktif kararlar ile hayatta kalmaya çalışıyorlar.
Öyleyse bu ve benzeri zamanlarda yönetilmesi gereken durumlar, risk yönetiminde kullandığımız;
Tahminler, senaryo hazırlıkları, simülasyonlar vb. gelecekteki olguları ön görerek ilerlemek günlük hayatta daha fazla zamanımızı alacak. Belki de eğitim hayatımızda hatta günlük sohbetlerimizde bilim kurgusal senaryolar, tahminler hatta kehanetler yeniden hayatımıza girerek daha önemli hale gelecek.